1920’lerin İstanbul’u. 1. Dünya savaşı sonrası, işgal yılları. Yoksulluk ve zorluklar içinde bir ülke, bir kent; İstanbul.
Maliye Nazırı Mehmet Reşat Bey; Padişahına sadakatle, ülkesini işgal edenlere başkaldırmak arasında sıkışmış, vicdani yükleriyle boğuşan dürüst bir bürokrat, bir Osmanlı aydını.
Evin hanımı, M. Reşat’ın karısı Behice ve ona sonsuz mutluluğun garantisi gibi görünen konağında kalıcı bir misafire dönüşen, Valide Saraylı Hanım.
Evdeki düzen Mehmet Reşat’ın yeğeni Kemal’in bir gün aniden, eve gelmesiyle değişir. Kemal ağır hastadır. 1. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’nın en büyük kayıplarını yaşadığı cephesi Sarıkamış’ta savaşmış, esir düştüğü öğrenilmiş, bir daha kendisinden haber alınamamıştır. Sarıkamış’a gönüllü olarak yazılmadan önce Padişah ve hükümet aleyhine yazıl ar yazmış, hakkında davalar açılmış, birkaç tane de tutuklama kararı çıkmıştır.
M. Reşat, Kemal’i evde istemez. Çünkü Kemal, M. Reşat’ın onun sadakatle bağlı olduğu Padişah’a karşıdır.
Saraylı Hanım, torunu Kemal’in iyileşinceye kadar evde saklanması için elinden geleni yapacaktır.
Kemal’in bakımıyla Mehpare görevlendirilir. Mehpare, Saraylı Hanım’ın evinde büyümüş bir yoksul akraba kızıdır. İki genç birbirlerine aşık olurlar. Ancak bu aşkın önünde büyük engeller vardır. Mesela Kemal’in verem olması ihtimali. Ayrıca Kemal bir kaçaktır. Ne zaman özgür olacak belirsizdir. Ve tabii Mehpare’nin evin beslemesi olması… Evin beslemesiyle küçük beyi arasındaki aşkı kimse kabul etmeyecektir. Özellikle de Kemal’in anneannesi Saraylıhanım.
M. Reşat bütün bunlar olurken, bir gün eski bir tanıdığa rastlar. 17 yaşında bıraktığı, genç ve çok güzel bir kadın olarak bulduğu komşu kızı Eirene… Karısı, üçüncü çocuklarına hamileyken, o gönlüyle aklı arasında sıkışıp kalmıştır.
Behice, çok sevdiği kocasını, konağını, ailesini koruyabilecek midir?
Zaman, Kemal ve Mehpare’nin önünü açacak mıdır? Esir bir kentte aşk özgür olabilir mi? M. Reşat teslim olmuş bir iktidarın parçası olarak özgürlüğü hayal edebilecek midir? Ülkesi için, kendisi için… Aşk, esir bir adama özgürlük getirebilecek midir?